17 Ocak 2018 Çarşamba

Acıyan Beden

Kollarımı göğsüme çekip yüzüstü yatıyorum. Kollarımın üstüne yatıyorum. Öyle yapınca ağrıyı hissetmiyorum, güçsüz kaldıklarını fark etmiyorum. Bazen de sırtüstü yatıyorum. Ellerimi mumya gibi göğsümde birleştiriyorum. Mumya gibi. Gerçekten mumya gibi oluyorum. Yataktan çıkamıyorum. Kanepeden kalkamıyorum. Ölü gibiyim. Dümdüz, kaskatı yatıyorum. Bir kez babaannemi görmüştüm rüyamda. Babaannem öldü. Ama rüyada canlıymışçasına odanın ortasında duruyordu. Ama ölüydü. Sanki ölü bedenini doldurmuşlar da odanın ortasına koymuşlar gibiydi. Ben de öyle canlıymışçasına duruyorum. Aslında ölü gibiyim. Bir yandan da ölü değilim ama. İşe gitmem lazım. Mecburiyetin kaldırma kuvvetiyle yataktan koparıyorum kendimi. Kollarım iki yanımda kasap vitrinindeki et parçaları gibi salınıyor. Kollarım. Ölü gibi. Ama ölü değil. Çünkü ağrıyor. Tek canlılık belirtisi ağrı. Kollarımı göğsümde birleştiriyorum. Daha az ağrıyor ama güçsüz. Kalemi, kaşığı üç yaşındaki çocuk gibi tutuyorum. Acemice. Güçsüz. Okula başladığımda 6 yaşımı henüz doldurmamıştım. Bir sayfa eğik çizgi, bir sayfa düz çizgi, bir sayfa A harfi. Annem kucağında kardeşimle başımda dururdu çizgilerimi tamamlayayım diye. “Yoruldum” derdim. “Kollarım ağrıyor.” Belki de yorulmuyordum, kollarım ağrımıyordu. Çizgi çizmek istemiyordum sadece. Bir sayfa çizgi. 6 yaşındaki Gülşah gibiyim yine. “Yoruldum” diyorum. “Kollarım ağrıyor.”

Bu aralar bu kitabı okuyorum. Somatizasyon, bedenselleştirme. Kişinin zihinsel ve davranışsal olarak dışa vuramadığını bedenine yansıtması. Duygularımızın düzenlenip bilincimize işlenmesi simgeleştirmeyle mümkün oluyor. Bebek, dil öncesi simgeleştirme yapamadığı için duygulanımlar fiziksel yolla ifade ediliyor. Anneyle ilişkisinde simgeleştirmeyi öğrenen bebek simgesel olanı söze döküyor. Bu sürecin yolunda gitmediği durumlarda simgeleştirilemeyen yani zihinde oluşturulamayan duygulanımlar bedende oluşturuluyor. Psikosomatik rahatsızlıklar zihnin deneyimlemediği ya da deneyimleyemediği acıyı bedende deneyimlemek demek bir bakıma. Yapılması gerekense bedendeki algıyı zihinselleştirmek. Bedenine şu çok bilindik soruyu sormak: “Kollarımın ağrısı bana ne söylemek istiyor?”

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder